Hedging genel olarak yatırımcıları belirli kayıplara uğratabilecek olayların ortaya çıkmasından koruyan bir strateji olarak anlaşılmaktadır.
Döviz hedginginin anlamı bir işlemden elde edilen kârın diğerinden gelen zararı telafi etmesi umuduyla bir döviz alıp diğerini satmaktır. Bu strateji iki döviz arasında negatif korelasyon olması durumunda özellikle etkilidir.
Bir varlık aldıktan sonra onu riskten koruyacak ikinci varlığı almak beknemktedir. Bahsedilen çoğu ticaret stratejilerinin aksine hedging kâr elde etmekten çok olası riskten korunmak için kullanılır.
Mesela birkaç döviz çifti düşünelim. Belirli bir zaman çerçevesinde Amerikan dolarının güçlü olduğunu, fakat ABD doları içeren döviz çiftleri farklı zararlar sergildiğini varsayalım: GBP/USD %0.60, JPY/USD %0.75, EUR/USD %0.30 değer kaybetti. İşlem için EUR/USD çiftini seçmek mantıklıdır. Bu süre içerisinde en az düşen EUR/USD çifti olmuş ve bu yüzden eğilimin tersine dönmesi durumunda diğerlerinden daha çok değer kazanacaktır.
EUR/USD aldıktan sonra hedge edebilecek pariteyi seçmek gerekir. Dövizleri karşılaştırıp en çok düşüş sergileyen olanı seçiyoruz, ki bizim örneğimizde bu yen oldu. EUR/USD alış işlemimizi hedge etmek için EUR/JPY satış pozisyonu açıyoruz.
Ancak bir önemli noktayı daha belirtmekte fayda var: hedging ve risk kontrolü her zaman kârın azalması anlamına gelir. Bu yüzden daha önce söylendiği gibi bu strateji fon kaybından korunmak ve olası zararları azaltmak için geliştirilmiştir.